BilindiÄŸi üzere Türkiye Cumhuriyetinde 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleÅŸen askeri darbe giriÅŸimi sonucunda, 20 Temmuz 2016'da Türkiye genelinde 3 ay süreyle olaÄŸanüstü hal ilan edilmiÅŸtir. 21 Temmuz 2016 saat 01.00 itibarıyla olaÄŸanüstü halin geçerli olması mecliste 115'e karşı 346 oyla kabul edilmiÅŸtir. Akabinde ülkede çeÅŸitli terör olayları baÅŸ göstermiÅŸ, söz konusu olaÄŸanüstü hal döneminin devamı elzem hale gelmiÅŸtir ve günümüzde hala mevcudiyetini sürdürmektedir. Bununla birlikte, 20 Aralık 2016 da Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında DeÄŸiÅŸiklik Yapan Kanun Teklifi komisyonda görüÅŸülmeye baÅŸlanmış ve günümüzde oylanmaya devam etmektedir. Bu yazımda söz konusu olaÄŸanüstü hal dönemi içerisinde, ilgili anayasa teklifinin referanduma gitmesinin hukuk ilkeler açısından doÄŸruluÄŸunu inceleyeceÄŸim.
Kısaca açıklamak gerekirse olaÄŸanüstü hal, 2709 sayılı Kanun 119 ve devamı maddelerinde düzenlenmiÅŸtir. Bu kapsamda OlaÄŸanüstü hal (OHAL), ülkede doÄŸal afet, tehlikeli salgın hastalıklar, kamu düzeninin ciddi ÅŸekilde bozulması, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması ve ağır ekonomik kriz gibi durumların oluÅŸmasıyla bu sorunların düzeltilmesi için ilan edilen ve uygulanacak hükümleri belirleyen kararlar tümüdür diyebiliriz. Sözkonusu kararlar ile, Anayasamızın 15, 91, 121 inci maddeleri uyarınca olaÄŸanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri çıkarılarak, Anayasamızın 15 inci maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetler, milletlerarası hukuktan doÄŸan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla ve söz konusu hakların özüne dokunulmamak ÅŸartıyla ilgili durumun gerektirdiÄŸi ölçüde ve doÄŸrultuda kısmen yahut tamamen durdurulabilecektir.
Akabinde konumuzla alakalı olarak Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini kısaca açıklamak gerekirse; Joseph Lalor’a göre anayasa yapma veya onu reforme etme gücüne kurucu iktidar adı verilmektedir. Bu tanımdan hareketle yeni bir anayasa yapma ya da anayasa kanununu yazma iktidarına asli kurucu iktidar, mevcut anayasada öngörülen usul ve esaslar dâhilinde anayasa deÄŸiÅŸtirmeye ise tali kurucu iktidar adı verilir. Mevcut durumda, 2709 sayılı kanunun deÄŸiÅŸtirilmesi, yine 2709 sayılı kanunun belirlediÄŸi usul ve ÅŸekilde yapılması sebebiyle tali kurucu iktidar söz konusudur. Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi 2709 sayılı kanunun 175 inci maddesinde düzenlenmiÅŸtir. 1982 Anayasası’nın konuya dair 175. maddesine göre, anayasanın deÄŸiÅŸtirilebilmesi usulünü ÅŸu ÅŸekilde özetleyebiliriz:
- Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi için öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazılı bir teklif yapılması gerekmektedir.
- Yapılan teklifler Genel Kurulda iki defa görüÅŸülür. GörüÅŸmeden sonra yapılacak oylamada deÄŸiÅŸtirme tekliflerinin kabul edilebilmesi için Meclis’in üye tamsayısının beÅŸte üç çoÄŸunluÄŸunun gizli oyu ÅŸarttır. Anayasanın deÄŸiÅŸtirilmesine dair tekliflerin görüÅŸülmesi ve kabulü, 175. maddede yer alan kayıtlar dışında, kanunların görüÅŸülmesi ve kabulü hakkındaki genel hükümlere baÄŸlı olarak yapılacaktır.
- CumhurbaÅŸkanı’nın Anayasa deÄŸiÅŸikliklerine dair kanunları, diÄŸer kanunlarda olduÄŸu üzere bir daha görüÅŸülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermesi mümkün olmakla beraber, Meclis’in geri gönderilen kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoÄŸunluÄŸu ile aynen kabul etmesi halinde, CumhurbaÅŸkanı bu kanunu halkoyuna sunma olanağına sahiptir.
- Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi hakkındaki kanunların Meclis tarafından üye tamsayısının beÅŸte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilmesi halinde ise, CumhurbaÅŸkanıtarafından Meclise iade edilmediÄŸi takdirde, bu kanunların halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanması zorunludur.
- DoÄŸrudan veya CumhurbaÅŸkanının iadesi sonucunda, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoÄŸunluÄŸunca kabul edilen Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin kanunların veya gerekli görülen maddelerinin CumhurbaÅŸkanı tarafından halkoyuna sunulması mümkündür.
- Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin kanun veya ilgili maddelerin halk oylamasına sunulmaması durumunda, bunların Resmî Gazetede yayımlanacağı hususu Anayasa’nın mezkûr maddesinde ifade edilmiÅŸtir. Anayasa deÄŸiÅŸikliklerine iliÅŸkin kanunların halkoyuna sunulması durumunda, bunların yürürlüÄŸe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoÄŸunun kabul oyu yönünde olması gerekmektedir. Meclis’in, Anayasa deÄŸiÅŸiklikleriyle ilgili kanunların kabulü esnasında, bunların halkoylamasına sunulması ihtimaline göre, Anayasanın deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸratılan normlarından, hangilerinin birlikte, hangilerinin ise ayrı ayrı oylanacağı hususunda karar vermesi gerekmektedir.
Bu kapsamda 1982 Anayasa'sının ilgili hükümleri uyarınca, mevcut durumda Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin en önemli unsuru halk oylaması olacaktır. Halk oylaması, bu hususta, söz konusu anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi kapsamında halkın iradesinin belirlenmesi gayesini gütmektedir.
Ancak mevcut durumda olaÄŸanüstü hal döneminde 2709 sayılı kanunumuzun 15 inci maddesi uyarınca, olaÄŸanüstü hal dönemi kanun hükmünde kararnameleri ile yürütme erki tarafından temel hak ve hürriyetler sınırlandırılabiliyorken; halkın iradesini belirleme gayesi ile halk oylaması yapılması ne derece saÄŸlıklı olacaktır?
Anayasa Hukuku kapsamında naçizane kanaatimce hukukilik, yaptırım altında bulunan ve kamu güçleri tarafından güvence altına alınmış olan anayasal düzene saygıyı saÄŸlamayı amaçlayan zorlayıcı etkiyi ifade eder. Bu kapsamda söz konusu deÄŸiÅŸikliÄŸin 2709 sayılı kanunun 175 inci maddesinde öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleÅŸmesi, deÄŸiÅŸikliÄŸe ''hukuki'' nitelik kazandıracaktır.
MeÅŸruiyet ise oybirliÄŸiyle veya en azından yönetilenlerin büyük çoÄŸunluÄŸunun oluÅŸturduÄŸu bir iradi katılımı ifade eder. Bu kapsamda söz konusu deÄŸiÅŸikliÄŸin ilgililerin en azından büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından iradi olarak onaylanması, deÄŸiÅŸikliÄŸe ''meÅŸru'' nitelik kazandıracaktır.
Bu doÄŸrultuda naçizane kanaatimce 2709 sayılı kanunun 15 inci maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış yahut kısıtlanma tehlikesi altında bulunan topluluÄŸun, söz konusu anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi kapsamında iradesinin belirlenmesi gayesi ile halk oylamasına tabi tutulması, bu kapsamda gerçek iradesinin belirlenmesini yahut konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak iradesinin ÅŸekillenmesini tehlikeye sokacak ve ilgili deÄŸiÅŸikliÄŸin ''meÅŸru'' olma niteliÄŸini kaybetmesine sebebiyet verebilecektir. Bu doÄŸrultuda ilgili deÄŸiÅŸikliÄŸin halk oyuna sunulmasının, olaÄŸanüstü hal dönemi dışında gerçekleÅŸmesi zannımca daha yerinde bir karar olacaktır.
Anayasacılık düÅŸüncesi de bu doÄŸrultuda; egemenin iradesinin bu kapsamda devam etmesini, sürekli olmasını istemektedir.
Hukukta her yorum muhteremdir, ancak muteber deÄŸildir.