ISLAH YOLUYLA ZAMANAŞIMI DEF’İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ

YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN E. 2018/984 K. 2021/1182 K. SAYILI VE 07.10.2021 TARİHLİ KARARI ÜZERİNE İNCELEME

Yukarıda bilgileri yazılı Hukuk Genel Kurulu kararında, süresi içerisinde cevap dilekçesini sunmayan davalı yüklenici şirketin süresinden sonra verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunup bulunamayacağı tartışılmıştır. Cevap dilekçesinin hiç sunulmaması veya süresi içinde sunulmaması halinde zamanaşımı def’inin ıslah yoluyla ileri sürülemeyeceğine hükmedilmiştir.

HMK m. 116’ya göre ilk itirazlar şunlardır:

“(1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:

a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.

b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı”

Görüldüğü üzere, zamanaşımı def’i ilk itirazlar arasında bulunmamaktadır.

“Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, zamanaşımı hukukî niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def'i olup usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır…”(Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15-427 E., 2021/685 K. sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2020/(21)10-196 E., 2021/195 K. sayılı kararı).

Bu nedenle zamanaşımı def’inin, cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi zorunluluğu bulunmamakta olup savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar zamanaşımı ileri sürülebilir.

İnceleme konusu kararda da ifade edildiği gibi; süresi içinde cevap dilekçesi sunulmaması, dava dilekçesindeki vakıaların tamamını inkâr niteliği taşımakta olup ispat yükü davacıdadır. Ancak cevap dilekçesinin sunulmaması ile davacı tarafça cevaba cevap dilekçesi de verilemeyecektir. Bunun sonucunda dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla, “Ön İnceleme Duruşmasına” geçilecektir. Dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra taraflar, karşı tarafın muvafakatiyle ve ıslah yoluyla davayı ve savunmayı genişletip değiştirebilecektir. Islahla bunun yapılabilmesi için HMK kapsamında belirlenen şartlara uygun bir ıslahın yapılması gerekmektedir.

Kararda: “… Cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması hâlinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez. Aksi hâlde, suskun kalınarak hiç cevap verilmemiş olması hâlinin bir usul işlemi olarak kabulü gerekir. Bu çerçevede süresi geçtikten sonra yapılan ve karşı çıkılan savunmanın da hiç yapılmamış gibi olduğunu ve aynı hukukî sonucu doğuracağını belirtmek gerekir. Usul işleminin ıslahla düzeltilmesi öncelikle geçerli bir hukukî işlemin varlığını gerektirdiğinden, yapılmamış hükmünde sayılan bir usul işleminin ıslahla düzeltilmesi de düşünülemez…”şeklinde belirtildiği gibi, cevap dilekçesinin verilmemesi durumunda, yapılmayan bir usulü işlemin ıslahla düzeltilmesinin mümkün olmayacağı ifade edilmiştir.

Davalı, cevap vermezse davayı tümüyle inkâr etmiş sayılacaktır; ama bu husus davacının dayanmış olduğu vakıaların inkârıdır. Dava dilekçesinde ileri sürülen hususların tamamen inkârı anlamına gelir. Bilindiği gibi, zamanaşımı, hâkimin re’sen değerlendirebileceği bir husus değildir. Ancak davalı tarafça zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi halinde, değerlendirilebilir. Cevap dilekçesinde ileri sürülmezse, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olacaktır.

İnceleme konusu kararda sonuç olarak, süresi geçtikten sonra ıslahla yapılan zamanaşımı def’i hakkının ortadan kalkmayacağına ilişkin verilen direnme kararının hukuka aykırı olduğuna hükmedilmiştir. “… Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; cevap dilekçesi vermiş olup da zamanaşımı def’i ileri sürmeyen davalı ile süresi içinde cevap dilekçesi vermeyen davalının aynı konumda olduğu, sonradan ileri sürülen def’iler yönünden savunmayı değiştirme ve genişletme yasağına tabî olacağı, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi hâlinde HMK’nın 128. maddesine göre davayı inkâr etmiş sayılacağı, cevap dilekçesi vermeyerek davayı inkâr etmiş sayılan davalının tek yanlı usul işlemi olarak nitelendirilmesi gereken inkâr savunmasını ıslah edebileceği ve bu yolla zamanaşımı def’inde bulunabileceği, ıslah kurumunun iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının istisnası olarak kabul edilmesi gerektiği, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının ıslah yoluyla zamanaşımı def’inde bulunabileceği belirtilerek direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.”

Özetle; Cevap dilekçesi verilmemesi halinde, ıslah yoluyla zamanaşımı def’inin ileri sürülemeyeceği yönünde hüküm tesis edilmiştir.

  • Yargıtay 2018/984 E. 2021/1182 K. sayılı 07.10.2021 tarihli kararı.

 

                                                                                                                                                                            Av.Bahadırhan Uğur